Evliliğe giden yolda ilişkiler

Evliliğe giden yolda ilişkiler


Bir hocam “aşk bir görme kusurudur, kim böyle bir görme kusurunun düzelmesini ister ki?” der. Bireyler ilk tanıştıklarında aşkın verdiği enerjiyle ve kusursuz görünme isteğiyle kendileri gibi davranmazlar. Tam tersine, karşısındakine beğendirme çabasıyla karşısındakinin istediği gibi davranmaya yönelirler. Kişi aşık olmuş ve artık kendisinin ne istediğinin bir anlamı kalmamıştır. Artık benler biz olabilmek pahasına yok olmaktadır. “Onunla ben etle tırnak gibiyiz” gibi konuşmalar havalarda uçuşur. Artık ben yok o vardır! Aşık olduğu kişi ve onun istediği gibi olma düşüncesi vardır. Eğer aşk bir görme kusuru ise eninde sonunda görüş alanı netleşecektir. Verdi’nin La Traviata’sında Violetta da bundan bahseder “Gelin yanlızca haz için yaşayalım. Nasıl olsa aşklar da çiçekler gibi solacaktır” der. Bir süre sonra görünmeyen kusurlar görünür olmaya ve kişiler o artık istediğim gibi biri değil demeye başlar.
Evlendikten sonra ise eşler arasında en sık rastlanan eşlerin evlilik öncesi göz yumdukları bazı kusurları evlilikle birlikte değiştirmeye çalışmalarıdır. Oysa ki o aynı kişidir ama kişinin görmek istemediği problemler artık göze batmaya başlamıştır. Buradaki yanlış düşünce ise aşk bitince ilişkinin de biteceği ve anlamsızlaşacağıdır. Ancak, bu noktada önemli olan aşkın sevgiye dönüşüp dönüşmediğidir. İlişkinin ilk dönemleri olan romantik evrede bireyler her şeye evet derler ve sanki birbirlerinin ruh ikizidirler. Bir süre sonra bu benim ruh ikizimdi ne oldu da birden hiç anlaşamadığım biri haline geldi diye düşünmeye başlarlar. Bu noktada telaşa kapılmamak gerekir çünkü iki farklı birey iki farklı karakter demektir ve anlaşılamayan konuların olması gayet normaldir ve önemli olan bireylerin bu farklılıkları saygı ile kabul etmesidir.
Sorunlar her zaman saygı çerçevesinde çözüme ulaşmayabilir. Evliliklerdeki sorunlar bazen küçük sorunlar halinde de olmayabilir ve sorunlar çözülmedikçe katlanarak daha da büyük bir hale gelebilir. Bağlılık sorunları, kıskançlık, güvensizlik, evlilik dışı ilişkiler, gereksiz kontrol çabaları, anlamlandırılamayan hırs, partner üzerinde egemenlik sağlamaya yönelik çabalar ne yazık ki birçok ilişkide ortaya çıkmaktadır. Bu tür ilişkilerde eşler arasında kavgalar oluşmakta ve şiddetini gün geçtikçe artırmaktadır. Bazı evliliklerde tartışmalar olmamakta, kişiler iletişimlerini kesmekte ve herkes kendi kabuğuna çekilmektedir. Evlilik olsun yada olmasın her ilişkinin canlılığını sürdürmesi için beslenmesi gerekir. İyi olan bir ilişki eşlerin birlikte gelişmesine olanak sağlaması yanı sıra tarafların birer birey olarak büyüme ve olgunlaşmalarına da izin veren ilişkidir.
İlişkilerde sorunlarıın çıkmasının en büyük nedenlerinden biri de iletişim problemidir. Çiftler iletişememekte asıl olan dinle konuş dansını becerememektedirler.İlişkilerinde ise konuşmanın ve paylaşımın azalması, kavgaların sıklaşması, cinselliğin azalması yada hiç olmaması, kişinin kabuğuna çekilmesi artık profesyonel bir yardım almaları gerektiğinin bir göstergesidir. Buna rağmen genelde kişiler sorunlarını tek başlarına, aileden bir yakın veya arkadaşları aracılığı ile çözüme kavuşturmak isterler.

Doğru iletişimde bulunamayan çiftler genelde anlaşılmayı karşı taraftan beklemekte, birbirleriyle sorunlarını paylaşmamakta ve birlikte vakit geçirmemeye başlamaktadır. Birbirlerine kırılan eşler kırıldıkları noktaları içlerine atmakta ve uzun süreler bunu konuşmamaktadırlar. Baskılanan sorunlar ortadan kaybolmamakta ve tersine bir kartopu etkisiyle daha da büyümektedir. İlişkinin tekrar sağlıklı hale gelmesi ise sadece tarafların beklentilerinin birbirleri tarafından anlaşılması ve karşılanması ile mümkündür. Fikir ayrılıklarının olması ilişkilerde doğal bir durumdur önemli olan ise ortak bir noktada buluşmak ve görüş birliği sağlamaktır.
Bunu sağlamak için, çift terapisine gelen eşlerin ilk seansta ilişkileri tüm yönleriyle incelenir. İlk seans sonrası ayrı yada birlikte görüşmeler yapılarak her iki taraftan da sorunu kendi açılarından tanımlamaları sağlanır. Terapiye gelen çiftlerin çözüm hakkında beklenti ve düşünceleri alınır. Eşler terapiye ortak karar alarak geldiklerinde terapi süreci daha iyi ilerlemekte ve problemlerin bir çoğu çözüme ulaşmaktadır. Bazen ise eşlerden biri gelmek istemiyor olabilir. Bu durumda ise terapiye gelerek kendinizle ilgili problemi çözecek en azından ilişkiniz biraz da olsa nefes alacaktır. İlişkinin nefes aldığını eşiniz de fark edecek ve bu değişime eşlik etmek isteyecektir.
Evlilik terapisine gelen çiftlerin ilişkilerindeki problemlerin çözümleri kişiden kişiye değişmektedir. Problem tanımları aynıyken, problemlerin çözümleri kişiye göre farklılaşmaktadır. Bunun nedeni ise kişiler sorunlarını çözerken karakteristik ve kişilik yapılarının getirdikleriyle çözüme ulaşmak isterler. Terapi kişiye özeldir, sorunlar benzer olsada terapi şekli kişiden kişiye değişmekte kişiyi yaşadığı kontekste ele alarak çözüme ulaşılmaktadır. Çiftler yaşadıkları problemlerin nedenlerini birbirlerinde görmekte asıl sorun olan ilişkide yaşanan problemi görmemektedirler. Terapi sürecinde çiftlerin, ilişkilerindeki probleme odaklanmalarını hedeflenir ve asıl olan problemlerin ara katlarını fark ederek daha kolay çözüme ulaşmaları sağlanır.
Çiftler ilişkinin yürümediği ve tıkandığı noktada terapiye gelme kararı alarak var olan sorunlarına bir çözüm bulabilmenin yanında terapi sonucunda ilişkileri için gerekli olan her türlü çabayı gösterdiklerinin de bilincinde olacaktır.

RANDEVU İÇİN ARAYIN